Kan Basıncını Kızıl Renk Yükseltir.
İnsan sağlığında kan basıncını yükselten kızıl renk Heyecan ve duygu aralığını etkinleştirir, afrodizyak etkisi vardır. Sonuç olarak akupunktur noktaları enerji ve ışık bent kapakları olarak işlev görürler. Işık, vücuda, diğer yolların yanı sıra, akupunktur noktalarından girer ve organizmayı yine onlar aracılığıyla terk edebilir. Menoraji veya aşırı adet kanaması, İnsan sağlığında kan basıncını yükselten kızıl renk kanamasının miktar olarak fazla olması ve kanamanın uzun sürmesidir.
—
—
Meridyenlerimiz bu Çi’yi yönlendirebilirler. Tansiyonu Yükselten Besinler Yüksek İnsan sağlığında kan basıncını yükselten kızıl renk hastalarının tüketmemesi veya az tüketmesi gereken besinler listesinde sadece bir tür yemek ya da bir besin yer almıyor.
Tansiyonu kontrol edebilmek için; tuzu azaltmak, alkolü bırakmak, daha çok sebze ve meyve yemek, kızartma yiyeceklerden uzak durmak ve hamburger gibi fast-food ürünleri hayatınızdan çıkarmak gibi köklü uygulamalara gitmeniz gerekebilir. Her hipertansiyon hastası için geçerli bir kural olmamakla birlikte, tuz tüketiminin düşürülmesi çoğunlukla kan basıncını azaltmaya yardımcı olmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Kalp Akciğer ve Kan Enstitüsü’ne göre (National Heart Lung and Blood Institute) günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarı 2.4 gramdır. Önceden hazırlanmış çoğu gıda ürünü, konserve yemekler, ekmek, atıştırmalık ürünler ve daha pek çok besin tuz içermektedir. Bunun üzerine, yemeklere daha fazla tuz dökmek, çoğumuzun günlük önerilen 2.4 gram tuzun bir kaç kat fazlasını tüketmemize neden olmaktadır. Yüksek İnsan sağlığında kan basıncını yükselten kızıl renk şikayeti bulunanlara öncelikle günlük tuz tüketimini sınırlandırmaları, yemeklere hazırlanırken kullanılan tuz dışında tuz dökmemeleri önerilmektedir. Ayrıca hazır gıdalar yerine taze besinler tüketmek tuz alımını düşürmeye yardımcı olacaktır. Örneğin taze et, balık ve tavuk eti pişmiş, hazır halde satılan, pişirildikten sonra doldurulup paketlenen etlere göre daha düşük sodyum içerir. Yemeklerde tuz yerine daha sağlıklı alternatifler olan zencefil, fesleğen, tarçın, hindistan cevizi, maydanoz, kekik ve biberiye gibi baharatları kullanabilirsiniz. Hazır Gıdalar Hazır gıdaların yüksek oranda tuz içerdiğinden yukarıda bahsetmiştik, şimdi tansiyonu yükselten diğer olumsuz etkilerine bir bakalım. Yüksek kalori içeriğine rağmen besin değeri oldukça düşük olan fast-food gıdalar kilo almayı sağlıksız bir biçimde hızlandırabilir. Fazla kilo ve obezite ise diyabet, kalp rahatsızlıkları ve hipertansiyon riskini önemli oranda arttırmaktadır. Bu tip gıdaların tüketilmesi sadece hipertansiyondan korunmak için değil kolesterolü sağlıklı düzeylerde tutmak içinde önerilmemektedir. Alkol İnsan sağlığında kan basıncını yükselten kızıl renk hastaları alkol tüketimini kesinlikle azaltmalı ya da bırakmalıdır.
Çünkü hipertansiyon hekimler tarafından “sessiz katil” olarak tanımlanıyor. Bunun nedeni herhangi bir belirti vermeden işini sinsice görebilmesi, gözde, böbreklerde, beyinde ve kalpte ciddi sağlık problemlerine yol açabilmesi.. Haberiniz olmadan yıllarca yüksek bir kan basıncına sahip olarak yaşayabilirsiniz. Toplumumuzun neredeyse -yetişkin nüfusun- dörtte birine yakınında hipertansiyon olduğu belirtiliyor. Ve ne yazık ki bu kişilerde belirti ve bulgular kan basıncı çok ileri evrelere ulaşıncaya kadar, hatta yaşamı tehdit eden problemler ortaya çıkana dek gözden kaçabiliyor. Zaten bu nedenle çoğu hipertansiyonlu hiçbir şeyin farkına varmadan, aramızda kendisini sağlıklı zannederek dolaşıyor. Bir çalışmaya göre hipertansiyonluların neredeyse yarısı böyle bir sorunu olduğunu bilmiyor. Baş ağrıları, yorgunluklar, aşırı terleme, çarpıntı, göğüs sıkıntısı, kas krampları, sık idrara çıkma gibi belirtiler hipertansiyonla birlikte görülebilir ama hipertansiyon sorununun belirti vermeden ilerleyen bir sağlık sorunu olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Hipertansiyonlu biri olup olmadığını anlamanın tek bir yolu vardır, o da kan basıncı ölçümleridir. Tüp bebekte tek embriyo dönemi Yurdumuzda, tüp bebek uygulamalarına yönelik yeni bir yönetmelik yürürlüğe girmiştir.
—
—
Buna göre 35 yaş altındaki kadınlara ilk iki deneme için rahim içine tek embriyo transferine izin verilmektedir. ıki deneme sonrası gebelik olmazsa, sonraki denemelerde 2 embriyo transferine izin verilmektedir. 35 yaş üzerindeki kadınlara ise iki embriyo transferine izin verilmektedir. Önceden her yaş grubuna 3 embriyo transferine izin veriliyordu. şimdiki yönetmelikte amaçlanan, çoğul gebeliklerin önlenmesi ve dolayısıyla prematüre yoğun bakım ve erken doğuma bağlı sorunların önlenmesidir. Tek embriyo transferiyle gebelik oranları azalacağından, deneme sayılarının artacağı tahmin edilmektedir. Teknolojideki ilerlemeler ve merkezlerin tek embriyo konusunda tecrübelenmesi ile gebelik oranlarının daha iyileşeceği umut edilebilir. Aynı yönetmelikte, zorunlu haller (kanser, radyo-kemoterapi alınacak olması gibi) dışında sperm ve yumurta dondurulması da kesinlikle yasaklanmıştır. Tüp bebek yaptırmaya karar vermeden önce, hekiminizle mevcut durumu iyice konuşup anlamanız gerekmektedir.
Nasıl bir yol izliyor? O dönemde Berlin’de tıp eğitimi alan Jens Titze tuzun vücuttaki işleyişinden öyle etkilenmiş ki, moleküler etki mekanizmasını daha ayrıntılı şekilde anlamaya merak salmış. Profesör Titze bugün Erlangen Üniversite Kliniği’nde bu konuda yapılan bir araştırmanın başında bulunuyor. Titze çalışmaları sayesinde tuzun vücutta nasıl bir yol izlediğini anlamayı başardı. Bu konuda en önemli rolü bir çeşit akyuvar olan makrofajlar üstleniyor. Makrofajlar deri altındaki tuz ve sodyum miktarını ölçüyor. Titze “Bir akyuvar popülasyonu olan makrofajlar tuzla özel olarak ilgileniyor. Deride fazla sodyum depolandığında derideki lenf kılcal damarları üzerinden sodyumu taşıyor” diyor. Makrofajlar bunun için lenf sistemine yani vücut sıvısını taşıyan damarlara genişlemeleri için onu uyaran kimyasal bir haberci salgılıyor. Ancak tüm akyuvarlar makrofajlar gibi tuzla büyük bir uyum içinde çalışmıyor. Makrofajlar ve T hücreleri Jens Titze “Başka bir akyuvar popülasyonu olan T hücreleri aynı şartlar altında tuzla karşılaştıklarında vücut dokularına zarar veriyor. Bu elbette büyük bir felaket ve buna otoimmünite deniyor” açıklamasını yapıyor. Herhangi bir organizmanın bağışıklık sisteminin kendi protein ve dokularına karşı immün yanıt oluşturmasına “otoimmünite”, bu yanıt sırasında oluşan antikorlara ise “otoantikor” adı veriliyor.
.
.
—
—
.
http://naturlebens.com/zemzem-suyu-genclestirir/
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Bilgi kaynaklarımız:
www.google.com
www.faydaliyasam.com
www.naturlebens.com
www.humancurative.com
www.bitkiveinsan.com.
—
—
.
UYARI:
Hastaliklari teşhis, tedavi etmek 1219 sayılı Tababet Kanunu’na göre sadece hekimlerimizin görevidir. Bu web sitesinde yer alan bilgiler sağlıklı ve faydali yaşama hakkında tavsiye niteliğinde olup paylaşımlar ve konularımız tavsiye ettiğimiz ürünlerimiz ilaç değil, faydali yaşama besin destek ürünleridir. Tedavi veya doktor tedavisi yerine geçmez. Paylaşılan metin ve Kürlerin içerisinde geçen bitkilerin kullanımından önce, adı geçen bitkilere alerjiniz olup olmadığını kontrol ettirdikten sonra kullanmanız tavsiye olunur. Hayata sağlıklı, afiyet içinde, faydali yaşamanız dileklerimizle.
.
—
—